Türk Kültüründe Semazen

Semazen, Türk kültürü ve yaşamında önemli bir yer tutar. Arapça kökenli bir sözcük olan “semazen”, Mevlevilik denildiğinde ilk akla gelen sembollerden biridir. Müzik çalarken vecde gelip dönerek kendinden geçilmesi ile gerçekleştirilen semazen, kişinin yaratıcıya olan aşkı ile harekete geçmesiyle birlikte kendinden geçmesi ile anlamına da gelir. Sema sözcüğü, Mevlevilerin Allah’ın adını zikrederken gerçekleştirdikleri Mevlevilere özgü hareketlerden biridir. Türkçe’deki gibi dönmek kavramı Mevlevilikte olmadığından; Mevlevilerin gerçekleştirdiği o eyleme “sema etmek” adı verilmiştir.

Semazen Kıyafetleri

semazen-nedir-

Semazenlerin giydikleri kıyafetler çoğu zaman ilgi çekici olmuştur. Tennure adı verilen bu kıyafetler, sembolik olarak “kefen”e işaret etmektedir. Kefen gibi o da aslında ölümden çok yeniden doğuş ile bağlantılıdır. Semazenlerin üzerinde dikkat çeken bir diğer eşya da başlarında bulunan sarıklardır. Bunlara sikke adı verilmektedir. O da sembol olarak mezar taşını simgelemektedir.

Semazenlerin semaya başlamalarındaki asıl amaç “insan-ı kamil” olma amacıdır. Böylece insanın alemde dirilişini temsil eder ve yüce yaratana olan aşklarını gösterirler. Ney sesi eşliğinde yapılan semaya başlamadan önce dört kez selam verilmelidir. Bu dört selamın da tıpkı semadaki tüm hareketler gibi farklı anlamları bulunmaktadır. Verilen dört selam, “insan-kamil” olma yolundaki dört kapıyı (mertebeyi) temsil etmektedir. İnsan-ı kamil olmak için bu dört mertebeden geçilmesi gerektiğine inanılır. Bu sayede kişinin yeniden doğuşu gerçekleşmiş, yüce yaratana yaklaşılmış olur. Bu, ilahi bir doğuştur ve maneviyati Mevleviler için oldukça yüksek bir değerdir.

Kubra

Bir cevap yazın