Mimar Sinan’ın Kalfalık eseri: Süleymaniye cami ve Külliyesi

1551-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edinilen Süleymaniye cami, Mimar Sinan’ın KALFALIK eseri olarak Süleymaniye Külliyesinin içinde yer almaktadır. Ayrıca Süleymaniye külliyesinin içersinde medreseler, kütüphane, hastane, hamam gibi yapılar bulunmaktadır.
Süleymaniye külliyesinin inşasında 1713 kişisi Müslüman olmak üzere toplam 3523 kişi çalıştırılmıştır. Külliyenin en görkemli mekânı Süleymaniye camidir.
Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli yapısı olan Süleymaniye cami geçmişten günümüze yüzlerce deprem atlatmış ve hiçbir hasar meydana gelmemiştir. Caminin 4 adet minaresi bulunmaktadır. Bunun nedeni Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’un fethi sonrasındaki 4. Padişah olmasıdır. On şerefinin bulunması da Kanuni’nin Osmanlı Devleti’nin 10. Padişahı olmasından kaynaklanmaktadır.
Fatihte Süleymaniye mahallesinde bulunan camiye ulaşım pek çok alternatifle sağlanabilmektedir. İstenilirse galata köprüsü üzerinden ulaşım sağlanırken Kabataş- bağcılar tramvay hattıyla da ulaşım sağlanabilir. Ayrıca taksim hattı da bir diğer alternatiftir.
Süleymaniye caminin iç dekorasyonu için sade bir yapı özelliğine dikkat edilse bile ihtişam ile dikkat çekmektedir.
Cami içerisindeki vitray desenleri dönemin en iyi vitray ustası olan Sarhoş :İbrahim tarafından inşa edilmiştir. Cami içerisinde yer alan çiniler ise İznik’ten getirilmiştir. Cami kubbesinde Nuh suresi yer almaktadır.
Süleymaniye cami içerisinde yer alan hatlar, hat sanatının en muhteşem örneklerini sergilemektedir. Bu döneme imza atmış hat ustaları Ahmet Karahisari ve öğrencisi Hasan Çelebidir.
Süleymaniye caminin inşaatı esnasında örümcek ağları ve diğer zararlı haşerelerden korunmak için caminin çeşitli yerlerine deve kuşu yumurtaları yerleştirilmiş. Bu sayede örümcek ağları ve böcek, akrep gibi çeşitli haşereler camiden uzaklaştırılmış.
Caminin temeli atıldıktan sonra depreme karşı dayanıklılığı arttırmak için 1 yıl beklenilmiş. Temelin oturması sağlanmıştır. Cami inşaatının durdurulduğunu öğrenen İran Şahı Osmanlının finansal zorluk çektiği için cami inşaatının durdurulduğunu düşünmüş ve Sultan Süleyman’a bir sandık dolusu para ve mücevher bağışında bulunmuş.
Bu duruma sinirlenen Kanuni, Mimar Sinan’a gönderilen taşların caminin taşlarının yanında kıymetsiz olduğunu ve o taşlarla birlikte karıştırılıp binaya eklemesini söylemiştir.
Mimar Sinan da taşları caminin minarelerinden birine işlemiş ve bu minareye Cevahir Minaresi adını vermiştir. İşlenilen taşların güneş karşısında parladığını dile getiren Mimar Sinan Taşların ihtişamının zamanla kaybolduğundan da bahsetmektedir.
Mimar Sinan’ın kabrinin bulunduğu Süleymaniye camide her yıl Gürsoy Grup tarafından Mimar Sinan’ın anısına ithafen Muharrem Ayının onuncu gününde aşure etkinliği düzenlenmektedir