Hasanboğuldu ve Hasanboğuldu Efsanesi
Kazdağlarına gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken bir değerlerden biri Hasan Boğuldu Göleti
Sütüven Şelalesini ziyaret ettikten sonra derenin karşı tarafında bulunan patika yolu takip ederek ulaşabileceğiniz dağa harikası bir yer. Özellikle haftasonları kalabalık olan Hasanboğuldu ya hafta içi uğrarsanız eğer sakin bir yer oluyor. Kafanızı dinleyip sessiz bir ortamda doğa yürüyüşünüzü yapabilirsiniz. Özellikle yüzmek için en ideal yer 😉
Hasan Boğuldu şelalesinin efsanesinin efsanesi var. Bir efsaneye göre bu gölette boğulan Hasan adlı aşık gençten ismini almıştır burası. Bu efsane birçok filme ve özellikle Sabahattin Ali’nin öykülerine konu edilmiştir. Sabahattin Ali bir öyküsünde Yörük Güzeli Emine’ye kavuşma uğruna törelere göre 40 okkalık tuz çuvalını dağları tepeleri aşarak taşıyan aşık Hasan’ın hüzünlü hikayesini konu almıştır.
Kızılkeçili Çayı üzerinde bulunan Sutüven Şelalesinin az ilerisinde doğal kayanın gölet haline dönüştüğü yerdir Hasan Boğuldu. Acıklı da bir efsanesi vardır.
Kazdağlarına geldiğinizde Hasanboğuldu haricinde görmeniz gereken birçok güzellik var.
Kazdağları’na geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerler adlı yazımıza göz atabilirsiniz.
Hasan Boğuldu Efsanesi
Edremit pazarı her Çarşamba kurulur. Yüzyıllar öncesinden günümüze kadar böyle devam etmiştir. Bu pazarda köylüler ürünlerini satar, ihtiyaçlarını alıp köylerine dönerler. Vakti zamanında Edremit Zeytinli köyünde yaşayan bir genç var ismi Hasan, babası ölmüş bir tek anası kalmış hayatta. Babası öldükten sonra anası ile baba mesleği olan bahçıvanlığa devam etmiş yetiştirdiği sebze ve meyveleri Edremit pazarına götürüp satıyormuş. Bir gün yine pazara sebze ve meyvelerini satmaya geldiğinde pazarda kalabalık içinde güzeller güzeli bir kız görmüş. Uzunca bir süre kıza bakmış. Bir anda kızı gözünden kaçırmış ama kızın hayali gözünün önünden hiç gitmemiş. Kız Hasan’ın tezgahının başına gelmiş Hasan’a seslenmiş. Hasan az önce gözünden kaybolan güzel kızın hayaline daldığı için irkilmiş, karşısında az önce gözünden kaçırdığı o güzeller güzelini görünce çok şaşırmış. Şaşkınlığını da gizleyememiş eli ayağına dolanmış. Kız durumu fark edince gülmeye başlamış. Gülünce kız Hasan’ın gözünde bir başka güzelleşmiş. Adeta büyülenmiş. Hasan kızın istediği sebze meyveleri verdikten sonra kıza adını sormuş. Kız adının Emine olduğunu söylemiş. Zeytinlinin üzerindeki obalarda oturduğunu söylemiş. Kızda Hasan’ı beğenmiş. Bundan sonra her Çarşamba Emine Hasan’a peynirin ,sütün ,yoğurdun,balın en iyisini getiriyormuş. Hasan da Emine’ye en güzel sebze ve meyvelerden getiriyormuş. Pazar kapandıktan sonra Zeytinliye kadar birlikte gidip Emine Zeytinliden sonra 3 saat daha yürüyerek obaya varıyormuş.
Birbirine sevdalanan bu iki genç evlenmeye karar vermiş. Hasan’ın annesi gelin alacağı içi sevinirken Emine’nin annesi çok uzak bulmuş Hasan’ın yaşadığı yeri evliliğe yanaşmamışlar. Emine ısrar etmiş ailesi istememiş. En sonunda Emine’nin ısrarlarına dayanamayan aile Hasan’ın kırk okka yani altmış kilo tuzu sırtında obaya çıkarmasını istemiş. Eğer çıkarabilirse yiğitliğini göstereceğini ve herkesin onu damat olarak kabul edeceğini söylemiş. Emine Hasan’a durumdan bahsetmiş. Başka çaresi olmayan Hasan isteği kabul etmiş ve 60 kilo tuz çuvalını sırtına yüklenmiş. Düşmüş yollara. Sebze ve meyvecilikle uğraşan Hasan’a bu yük o kadar ağır gelmiş ki çok zorlanmış ama sevdiği için gözünü karartıp çuvalı taşımaya başlamış. Beyobaya yani Sütüven Şelalesine vardıklarında Hasan yorulmuş. Tuz da sırtını yakmaya başlamış. Gök Büvete vardıklarında Hasan’ın gücü tükenmiş. Yere düşmüş. Emine Hasan’ı yüreklendirmeye çalışmış ama Hasan Emine’ye kaçmayı teklif etmiş. Emine obasına söz verdiği için bu teklifi geri çevirmiş. Emine Hasan’ın taşıdığı çuvalı rahatlıkla obaya kadar taşıyabilecek durumdaymış Hasan’ın çuvalı taşıyamaması Emine’yi şaşkınlığa düşürmüş. Kendisinin bile rahatlıkla taşıyabildiği çuvalı taşıyamayan bu adamı obaya götüremeyeceği hissine kapılır. Çuvalı omzuna alıp obanın yolunu tutar. Hasan arkasından yalvarır gitmemesi için, Hasan “ senin obana varamıyorum, kendi köyüme de varamam, beni bırakma” diye yalvarır ama Emine dinlemez evine doğru yola koyulur. Yol boyunca Hasan’ın sesi kulaklarında çınlar Emine’nin. Obaya vardığında pişman olur. Geri dönmeye kalkışır ama o kadar çok yağmur yağıyormuş ki, fırtına varmış ki ailesi gitmesine müsaade etmemiş. Ailesi Emine’ye sabah olsun yağmur dinsin öyle gidersin demişler. Sabah’ı zor eden Emine sabah olur olmaz Gökbüvet’e gider. Hasan’ı bulamaz. Zeytinliye Hasan’ın ailesinin yanına gider. Hasan’dan kimsenin haberi yoktur. Hasan’ın yalvarmaları kulağında çınlayan Emine Mecnun gibi heryerde Hasan’ı arayıp durmuş. Obasına dönmeyen Emine günler sonra Gökbüvet’te Hasan’ın gömleğini bulur. Sana kavuşmaya geliyorum Hasan’ım diyerek kendini Gökbüvet’in başındaki çınara asar. O günden sonra Gökbüvet’in adı Hasanboğuldu, Gökbüvet’e bakan çınara da Emine Çınarı denilir.